Demlenmiş çayımı ocaktan alıp bir fincana koyarken, hayatımın ne kadar basit olduğunu düşünmeden edemedim. Öğretmenlik kariyerimin 15. yılında, anne ve babamın vefatından sonra onlardan miras kalan bu küçük ev ve bahçeye kendimi hapsetmek bazılarına korkutucu gelebilir. Benim için bu bir huzur anıydı. Hiçbir zaman bir aile kurmak veya hayatta farklı bir yol izlemek gibi bir arzum olmamıştı. Dediğim gibi, kimya en büyük tutkularımın başında geliyordu. Beş yıl boyunca el sanatları ve öğrenim gördükten sonra, babamdan miras kalan antika dükkanını yeniden canlandırdım ve hayatıma devam ettim. Aslında, düşündüğümde, hayatımdaki en güzel değişiklikti. Hem ailemden hem de sevdiğim adamdan hiç bıkmamıştım. 11Please respect copyright.PENANAiL1WBMcOEu
Doğuda görev başındayken tesadüfen tanıştığım jandarma subayı Adem'den. Onu kör bir aşkla değil, belki de daha önce aşka hiç inanmadığım için, tüm saygımla seviyordum. Bana karşı anlayışlı ve saygılıydı. Genç nesillere tuhaf gelebilecek bu duruma rağmen, Adem benim için gerçekten özel bir insandı. Ama o benim ilk tutkum değildi, ben de onun ilk tutkusu değildim. İlk ve en büyük aşkı -tıpkı benimki gibi- mesleğiydi. Ve mesleğine olan aşkı yüzünden bir terör saldırısında hayatını kaybetti. Sonra, hayatımda onun gibi güzel bir adamla daha tanışmadığımı fark edince, ben de gönül işlerinden vazgeçtim.
Masayı toplamayı bitirdiğimde kahvaltı saati çoktan sekizi geçmişti. Erken kalkıp hazırlandığım için beklemeden çantamı alıp evden çıktım. Kapımı kilitlerken gülümsedim ve mahallenin sessiz sokaklarında dükkânıma doğru yürüdüm. Kimisi işe gitmek için kapıya ulaşmış, kimisi de pazara gitmeye hazırlanan komşularımı selamlayarak yürürken, adım mahallede yankılanınca durdum.
"Melek, Melek kızım, dur bir dakika."
Arkamı döndüğümde, Neriman, yüzündeki başörtüsünü hafifçe kaldırmış, bir eliyle çantasını, diğer eliyle alışveriş arabasını tutarak bana doğru koşmaya çalışırken derin bir nefes aldı. Mahallenin dedikodu çemberinin başı Neriman olmasına rağmen, bu basit bir dedikodu fırtınası değildi. Kaşlarımı çatarak sakince bekledim. Neriman yanıma gelince durdu ve nefes almaya çalıştı. Sonunda derin bir nefes alarak, "Melek, ne olduğunu biliyor musun?" dedi. Yüz ifademi değiştirmeden, "Bilmiyorum Neriman, sen söylersen öğrenirim," dedim. Bu sefer kaşlarını çattı. 11Please respect copyright.PENANAuIXLKuZjmY
"Ah, Melek, Nihat Bey'in kızı Elif, alt kattaki çöp kutusunun yanında ölü bulundu. Her yerde polis var. Nasıl olduğunu anlamıyorum; ailesinden habersiz neredeyse evden bile çıkmadı." 11Please respect copyright.PENANAqdf7rVx37p
Neriman haklıydı ama bir şeyi unutmuştu: Elif'in gönüllü olmasa bile bazı geceler gittiği sosyal buluşma yerleri. Düşününce, mahallenin biraz dışında, ışığı zayıf ve birçok ıssız noktası olan bu yol, pusu kurmak için idealdi. Ayrıca, Elif oraya gitmiş olsaydı, gitmemiş olsa bile, kimse onu sorgulamazdı. Sosyal buluşmanın geç bittiğini ve orada kaldığını varsayarlardı. Sosyal buluşmanın sahibi olan kadın son derece dindardı ve birçok kişinin güvenini kazanmıştı. Yine de bazı şeyler beni rahatsız ediyordu ve Neriman'ın kolumu dürtmesi düşüncelerimi böldü. 11Please respect copyright.PENANAejpXIpfJsP
"Melek denen kız, sadece sohbet etmek için bir adamla kaçtı ve bunun böyle bitmesini istemiyorum." 11Please respect copyright.PENANAESlMgcXqQa
"Yeterince dedikodu malzemesi yok Neriman. Ayrıca, onu hiç bir erkekle gördün mü? Ya da bir şey yaparken yakaladın mı?" 11Please respect copyright.PENANAh9mbUxBcQy
Neriman kaşlarını çattı ve yüzünü buruşturdu. İşte Neriman böyle biriydi; Komplo teorileri bile basit denklemler üzerine kuruluydu. 11Please respect copyright.PENANAKVNbAsuL6Z
"Zavallı kızı nerede buldular?" 11Please respect copyright.PENANAS4E6A7Twtf
"Balıkçı Dursun'un dükkanının alt katındaki çöplükte." 11Please respect copyright.PENANAOaVxUdcwSR
"Görüşürüz Neriman." 11Please respect copyright.PENANAz4gwbc4UYE
Neriman arkamda mırıldansa da onu duymazdan gelip Dursun'un dükkanına doğru yöneldim. Neyle karşılaşacağımı bilmiyordum ama merak kediyi öldürürdü.