Dışarıdan domuz sesleri duyuluyordu...
281Please respect copyright.PENANAZgJRNg8In3
İnlemeyle homurtu arasında gidip gelen bu sesler, gecenin sessizliğini yırtıyor, kulaklara sanki derinlerden gelen bir uyarı gibi çarpıyordu. Sanki sürü halinde değil, tek bir canavarmış gibi birleşmişlerdi. Her birinin ayak sesi, öfkeyle çarpıyor; yere her bastıklarında zemin hafifçe titriyordu.281Please respect copyright.PENANAQDHUSOEDCA
Evler sanki yorgun birer nefes alıyor gibi insanları içine çekiliyordu…
Tek tek evlerin kapısını açıyorlardı.281Please respect copyright.PENANAZIjOOTIicp
Kapıların gıcırtısı, ölü bir kuşun kanat çırpışı gibi zavallı ve çaresizdi.İçerde insanın olup olmadığını anlamaya çalışıyorlardı.281Please respect copyright.PENANAta1CwLGnZG
Evlerin içindeki hava, yoğun bir korkuyla doluydu. İnsanlar, evlerinin altına kazdıkları daracık mahzenlerde, soğuk taş duvarlara saklanmış halde bekliyorlardı. Nefes almaya çalışırken bile korkuyorlardı…281Please respect copyright.PENANAeSHJO8VYbz
Karanlık, sadece dışarıda değil; içeride, insanların yüreğinde de geziniyordu.
İşte o gece olmuştu.281Please respect copyright.PENANA9wsCwuL6Xs
Dokuz günde bir, Tamag açılırdı...Yeraltının o derin, kemikli çukuru.281Please respect copyright.PENANA4ra3puOe0o
Ve Erlik krallığından çıkardı...281Please respect copyright.PENANAm1IhW4S2tc
Ay bu gecelerde saklanır, rüzgar susar, ağaçlar bile kımıldamayı bırakırdı. Çünkü yer, Erlik'in adımlarıyla sallanırdı…
Beslenmesi gerekiyordu.281Please respect copyright.PENANAN62GepX0N5
Ve Erlik'i güçlü kılan tek şey vardı: çocuk eti .281Please respect copyright.PENANAojHN3wfq1O
Taze, korkuyla yoğrulmuş, umutla dolmuş ama henüz hayatı tam tanımamış bir ruhun taşıdığı beden. Onun gücü, işte buradaydı...
Eğer halk ona kurban verirse, Erlik'in yere çıkışı ertelenirdi .281Please respect copyright.PENANAxnHPJKPpmS
Geçici bir rahatlık. Sadece biraz daha zaman…
Bu gece şans Erlik'ten yanaydı…281Please respect copyright.PENANAYOKCNoOzEg
Bir çocuğun sırtına almış, hızla uzaklaşıyordu...
Çocuk panikten mahzene inememişti.Evin içindeki sandığa gizlenmişti.Domuzlar kokusunu hemen almiştı...Buda onun yakalanmasına neden olmuştu.
Annesi ve babası, çaresizlikten onu kurtarmak için çabalasalar da, her şey nafileydi . Erlik domuzlarıyla birlikte, saniyeler içinde yer altına inivermişti . ..Ailesi onun arkasından bakakalmıştı...
Herkes kulaklarını dikmiş dinliyordu; ne olduğunu anlamaları için sadece dinlemekle yetiniyorlardı...Herkes gizlendikleri yerlerde donup kalmıştı...
Bir süre daha dinlediler...Sessizlikten gittiğini anlayınca evlerınden cıktılar...Şira da onu apar topar saklayan kadınla beraber köylülerin yanına geldi.
Evinden en son çıkan kişi Köyün Kam'ı Sungur Bey'di .281Please respect copyright.PENANAuMu2TofEdd
Sungur Bey, babayiğit, orta boylu, esmer, güçlü ve bilge bir adamdı… Kam, insanların hepsini topladı ve sert bir şekilde sözlerine başladı:281Please respect copyright.PENANAIgJjGi3P5J
“Bu düzen, bu şekilde devam edemez. Geleceğimiz olan çocuklarımızı bir bir kaybedıyoruz.Bir çıkar yol bulmak için, atalarımın ruhlarıyla konuşup geleceğim”...
Şira, bu sözleri duyunca iyice şaşırmıştı . O ses… O ses dedesinin sesiydi…281Please respect copyright.PENANAbKKhdqxjgy
Neden buradayım? Neden bir Kam olduğunu şimdi öğreniyorum?
Şira adeta bir bilinmezlik kuyusuna düşmüştü…Dedesinin genç halinden birkez daha anladı ki zamanda geriye gitmişti...
devam edecek…
ns216.73.216.25da2